Bir göz ki onun olmaya ibret nazarında
Ol düşmanıdır sâhibinin baş üzerinde
Kulak ki öğüt almaya her dinlediğinden
Akıt ona kurşunu hemen sen deliğinden
Şol el ki onun olmaya hayr ü hasenâtı
Verilmez ona cennet ilinin derecâtı
Ayak ki ibâdet yolunu bilmez onu kes
Öğrensin onu mescid önünde kapıda as
Bir dil ki Hakk’ın zikri ile olmaya mu’tâd
Urma sen ol et pâresine dil deyu hiç ad
Nefsim deme şol dîve ki iletir seni şerre
Nefis odur onun fikri vü meyli ola hayra
Gönül müdür ol kim içi vesvâs ile dolmuş
Kibr ile hased askeri her yânını almış
Şol cân ki fakat cismi diri tuta deme cân
Hayvanda da vardır o damarlarda dolan kan
Can ol ki “nefahtü” dedi Kur’ân'da ona Hakk
O nefha-i Rahmâniyyedir bu sırr-ı mutlak
Ol rûh-ı izâfîye kim erdi odur insân
Ol nokta-i kübrâdır olan sûret-i Rahmân
İnsân da denir ona dahî âdem-i ma’nâ
Hem rûh-ı musavverdir o hem âkil ü dânâ
Zîrâ ki cihâna neye geldiğini bildi
Maksûd olunan matlab-i a’lâsını buldu
Ol nefha imiş Âdem’e bil meşreb-i a’lâ
Ol nefha imiş kâf-ı vücûdundaki ankâ
Ol nefha imiş diri tutan cümle cihânı
Ol nefha imiş zîynet eden bâğ-ı cinânı
Ol nefha ile oldu imâret bu 'avâlim
Ol nefha ile doldu kamû yedi ekâlim
Ol nefha ile gözü açıklar görür 'ibret
Ol nefha ile işidilir ma’nâ-yı hikmet
El onun ile vermeğe meyl eyledi mâlı
Ayak dahi doğrultdu bu nefha ile yolu
Dil onun ile kıldı özün zikr ile mu’tâd
Ol nefha ile dâim eder yâr adını yâd
Nefs onun ile râzıyye vü merzıyye oldu
Emmâreliğin terk edüben tasfiye buldu
Rûh onun ile etti semâvâta 'urûcu
Kıldı melekûta dahî onunla vülûcu
Ulvî olup ıtlâka eriştirdi sülûku
Mülkü şu ki terk ede bulur şâh-ı mülûku
İniş dahî yokuş bir olur cümle yanında
İniş dahî yokuş bir olur cümle yanında
Cismindeki cân gibi bulur dostu cânında
Gider ikilik birlik olup her şey olur Hakk
Çün gide bulut âleme gün doğa muhakkak
Ol nefha ki Âdem demidir Âdem'i iste
Ol demde Niyâzî erilir menzil‐i dosta
Niyazi Mısri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder