22 Temmuz 2015 Çarşamba

Çün doğup tuttu cihân yüzünü hüsnün güneşi 
Kim ola sevmeye bu vech ile sen mâhveşi 

Türk ü Kürd ü Acem ü Hind'i bilir bunu ki sen 
Hâşimî'sin Arabî'sin Medenî'sin Kureşî 
Sen emîre kul olan her ne kadar müdbir ise 
Bende-i mukbil olur misl-i Bilâl-i Habeşî

Dîg-i hikmetde pişirdi çün senin sevgini Hak 
Cebreîl olsa nola matbahının hîme-keşi
Yerdeki daveti fevt ola gidem deyu göğe 
Bağladın beline ey nûr bilâ-sâye taşı
Sensin ol püşt ü penâh-ı melek ü ins ü perî 
Enbiyânın güzeli sevgilisi hûb u hoşı
Üzülüp ırk-ı Ebû Cehl gibi ebter olur 
Sen Ebû'l-Kâsım ile kim ki tutarsa güreşi

Lâle benzer ki gül-i rûyuna indirmedi baş 
Mug-ı hindû gibi yandı kararıp içi taşı
Kesilip başın ayakda göriser her ki senin 
Yüzün izine sürüp koymaz ayağına başı 

Parmağından akıtıp âb-ı revân-bahşı revân 
Nice yüz bin kişiden def' idisersin ataşı 

Ve'd-duhâ verdine Ve'l-leyl okuram sünbülüne
Rûşenî virdi budur küllü “gadâtin ve aşî"
 
Dede Ömer Ruşeni

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder