30 Haziran 2015 Salı

Bu murabba’ Leylî dilindendür‎

Girîbân oldı rüsvâlıg eliyle çâk dâmen hem
Mana rüsvâlıgunda dûst hem ta’n etdi düşmen hem
Reh-i aşk içre cân kıldum giriftâr-ı belâ ten hem
Bu yetmez mi ki bir derd arturursen derdüme sen hem

Eger dutsam gamum elden nihân sabr u karârum yoh
Ve ger şerh-i gam-ı pinhânum etsem gam-güsârum yoh
Esîr-i bend ü zindânem elümde ihtiyârum yoh
Bu yetmez mi ki bir derd arturursen derdüme sen hem

Olupdur eşk-i hûn-âb ile gül-gûn çehre-i zerdüm
Yanupdur âteş-i hicrâna cân-ı derd-perverdüm
Cefâ-yı çerh-i kec-reftâr elinden var min derdüm
Bu yetmez mi ki bir derd arturursen derdüme sen hem

Gehî şevk-i visâl ü geh belâ-yı hecr ile zârem
Özüm hem bilmezem derdüm nedür men niçe bîmârem
Gam-ı aşk içre min dermân yoh derde giriftârem
Bu yetmez mi ki bir derd arturursen derdüme sen hem

Cüda senden belâ vü derd-i hicrân ile dutdum hû
Kılur her dem mana bî-dâd derd ayru belâ ayru
Belâ vü derde düşdüm rûzgârum beyle hâlüm bu
Bu yetmez mi ki bir derd arturursen derdüme sen hem

Tâbîb-i akla çoh izhâr kıldum derd-i pinhânı
Men-i bîmâra kat’â olmadı bir sıhhat imkânı
Ezelden var min derdüm yohdur hîç dermânı
Bu yetmez mi ki bir derd arturursen derdüme sen hem

Fuzûlî her zaman bir ta’n ile bagrum kılursen kan
Acep bilmez misen aşkdan geçmek degül âsân
Bilürsen düşmişem bir derde kim yohdur ana dermân
Bu yetmez mi ki bir derd arturursen derdüme sen hem



Fuzuli
 

Rüsvalık eliyle pare pare oldu, yakam da, eteğim de;
Beni rüsvalığımda dost da ayıpladı, düşman da;
Aşk yolunda belâya tutsak oldu; canım da, hem tenim de…
Bu yetmez mi ki, bir dert katarsın derdime sen de?

Eğer kaderimi ellerden saklasam; sabrım kararım yok;
Ve eğer gamlarımı döksem; bir dert ortağım yok;
Zindan ve bağ tutsağıyım; elimde iradem yok…
Bu yetmez mi ki, bir dert katarsın derdime sen de?

Soluk çehrem, kanlı gözyaşlarımla kızarmış;
Dertli canım, ayrılık ateşiyle yanmış;
Kötü huylu feleğin cefasıyla derdim bine varmış…
Bu yetmez mi ki, bir dert katarsın derdime sen de?

Kâh vuslat hevesiyle, kâh ayrılık belâsıyla ağlarım;
Ben de bilmiyorum; nedir derdim, ben neden hastayım?
Aşkın gamıyla, binlerce dermansız derde tutsağım…
Bu yetmez mi ki, bir dert katarsın derdime sen de?

Belâ ve aşk derdine alıştım, senden ayrı kalalı;
Her dem bana zulmetmedeler; dert ayrı, belâ ayrı…
Belâya, derde düşmüşüm; günlerim böyle, halim bu…
Bu yetmez mi ki, bir dert katarsın derdime sen de?

Aşk tabibine çok açtımsa da gizli gamlarımı;
Ben hastaya hiç bulunmadı bir sıhhat imkânı;
Ezelden, öyle bin derdim var ki, yok asla dermanı…
Bu yetmez mi ki, bir dert katarsın derdime sen de?

Ey Fuzulî, hem beni ayıplayıp, bağrımı eylersin kan;
Acep bilmez misin ki, kolay değil vazgeçmek aşktan?
Biliyorsun, öyle bir derde düşmüşüm ki, yok ona derman…
Bu yetmez mi ki, bir dert katarsın derdime sen de?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder